35 lira

810 mu 80 mi

35 tabii ki..

sazan.avi mi nedir bu?
35 lira

35 TL

hacılar ben mi malım da 60 buldum?

Paramın 7/16'sını.

80*7/16 = 35
810*7/16 = 354.375

pardon, 80 olacak.


80/2 = 40

geriye 40 kalır

40/2 = 20

40+20 = 60 toplam harcadığım miktar 60 ise 80-60 = 20 kalmaz mı? kalmıyormuş demek. cahilliğimi bağışlayın ama neden böyle çıkmıyor.

sazan.avi dalan değil. bazı insanlar 9'a kadar sayabiliyor. lütfen!

"paramın yarısının yarısını" demişsin ama hesabı "paramın yarısını" olarak yapmışsın.

80; yarısının yarısı (canısı canısı gibi oldu) 20 tl
80-20= 60 tl kalır 2. gün için.
60'ın yarısının yarısı 15 tl eder.
20+15 etti mi 35?

80/2=40/2=20 kalan 60 ilk gun.
60/2=30/2=15
totalde harcanan 20+15=35

Tespitinde haklısın. Fakat her zaman umut dolu olmalısın.
Kendini bir bayrak yarışında düşün. Kazanan, güzel günleri gören sen olmayabilirsin; fakat birilerinin ileride bunu yapması için sana ihtiyacı var.
Daha iyiye ulaşmak için hep ve daima çaba sarf et.

Ulkenin gerçeği. Bok yemissin akademisyen olmakla. 4 saattir elektrik yok bizim evde. Oglum 5 aylik hava soğuk. Sabah degisecekmis arizali kisim. Cok sıkıldım sanki gideceğimi buralari terkecedecegimi bilen birileri bizimle dalga geçiyor. Yarin bok gibi isime ve bok gibi insanlarin yavsaklarin arasinda mesai geciricem ve su an ailemle karanlikta telefonun isigiyla oturuyoruz amk

taşraya gitmene gerek yok, i.ü diş okudum ben de sık sık kalem ve silgi almayı unutup sınava geliyordum, sorumsuzluktan değil fazla çalışmaktan unutuluyor bazen. umutsuz olmayın belki onlar da fazla çalıştığı için unutmuş olabilirler.

valla benim de sinavlara dahi kalemsiz silgisiz gittigim cok oldu. ders kaydini yaptirmadigim olmadi ama unuturken gorebiliyorum kendimi. bu konudan rahatsizsaniz onemseme/umursama meselesidir belki bu yonden umutsuz olmaya gerek yok. herkesin onemsedigi seyler farklidir.
ha diger her yonden umutsuz olabilirsiniz tabii. haklisiniz zira. kimse de lan oyle degil ortalama gencligimiz piril piril demez.

Haklısın. Niye okuduklarını ben de bilmiyorum öylesine gelmiş gibi herkes kötü öğrencilerin olduğu bölümlerde değil iyi bölümlerde de bu böyle. Okulda nasıl bir eğitim göreceklerinden habersiz, mesleğinin gelecekte neyle uğraşacağından habersiz bir sürü genç var. Öylesine gelip gidip mezun oluyorlar. Zaten ilkokullarda da sınıfta kalma kalktı. Boş bomboş insanlarla dolu okullar.

emin ol kalemiyle silgisiyle gelenle aralarında pek bir fark yok.

Dostlar kalem, silgi vs. sadece örnek olsun diye verdim. Kastettiğim amaçsızca, sorumsuzca geçirdikleri yıllara dikkat çekmekti.20'li yaşlarına gelen insanlara en temel sorumluluklarını hatırlatmak benim görevim olmamalı. Neredeyse 200 tane öğrencinin danışmanlığını yapıyorum, içlerinden bir taneside mi odama hocam şu konuyu anlamadım anlatır mısınız? veya seneye mezun oluyorum bana gelecek adına ne tavsiye edersiniz? sorusuyla gelmez?

ne sanıyorsunuz bilmem asistan hanım/bey ama, bu anlattığınız kişileri gittiğiniz abd İngiltere almaya gibi ülkelerde de kolaylıkla çoklukla görebilirsiniz. siz birini doğru yöne yönlendirin zaten zamanı geldiğinde o öne geçer diğerleri maraba takımı arkada bekler.
@ ömer abicim karanlığa küfretçeğne kalk bi mum yak! dünya bir gündür o da bugündür diyerek yaşa yea!

o kadar çok kontenjan açıldı ki, öyleleri de geliyor artık.

@nicotr, o nokta tamamen sistemden kaynaklaniyor mu?

ben sorumluluklarini yerine getirmiyorsa yeterli bilince sahip degilse direk birakilmasi taraftariyimdir. onemsemek zorunda degildir hakkidir, ama siz de onu onemsemek zorunda degilsiniz aslinda. sonucta bir universite. yalniz pratikte hocalarin eli kolu bagli biraz cunku okuldan atilma kalkti. biraksaniz seneye yine gelecek, tabiri caizse ya gercek ya da mecaz anlamiyla basiniza bela olacak.

diger yandan lise ve oncesi donemde de bir yere kanalize olunmadigi ve sosyal aktiviteler cok yetersiz oldugu icin ogrenciler gelismemis oluyor iste.

Evet, var. İnternet bankacılığınız varsa, karşı tarafın TC kimlik numarası ile yollayabiliyorsunuz.

operatör koşulu var mı hocam? tüm operatörlere mi yollanabiliyor?

operatör koşulu yok diye biliyorum, kendi tc kimliğinize/cep numaranıza yollayamıyorsunuz

cebe havale kısmından..
bahis sitelerine de bunla yukleniyor..

öğretmenevi

aradım, doluymuş.

SUN OTEL: www.suninnotel.net hizmet temizlik ve konum şahane. fiyat bilmiyorum şu an. arayıp bir sorunuz.

bildiğim kadarıyla sun hotel pek bi 2li ilişkilerin uğrak mekanı. ontur temiz ama pahalıdır. öğrenci işidir ama apartlar pek bi iş görür.
www.google.com

emin otel var panpa . aile için en uygunu .

ben daha gecen gun aldim.

gta v'de grafikler kotu diyen adami ciddiye alasim yoktu aslinda ama sormadan edemeyecegim neye gore kotu? cozunurlukten kastiniz ne? 720p ise oyun 720p.

nisan olayina alismak zaman istiyor. genelde zaten bu konsollarda asisted aim var. onu kapatirsaniz biraz alisana kadar bayagi zorlaniyorsunuz. benim alismam 1 haftayi aldi. simdi daha iyi nisan alsam da hala bir mouse rahatligi yok pek tabii ki.

pc alirsin ama red dead redemption, gta v oynayamazsin. the last of us oynayamazsin, uncharted oynayamazsin, god of war oynayamazsin.
daha sayayim mi? sirf red dead redemption oynayabileyim diye gittim ps3 aldim ve hic pisman degilim.

valla ben de pc'ciyim. hatta gta'dan önce toplasan 3 saat oynamamışımdır ps3 ile. ama 500-600 civarına ps3 alıyorsun. tv'yi katarsan dediğin gibi iyi bir bilgisayar parası olur ama 500-600 tl'ye alacağın bir pc'yle oyun oynamak söz konusu bile değil.
ps4 çıkıyor ve param olsa oyunlar çıkmaya başladığında alırdım. çünkü pc alıcan da iki yıl sonra çıkan oyunları orta ayarda anca oynuycan, ondan sonra çıkanları oynayamayacaksın. sürekli upgrade yapman gerekecek.konsol alınca upgrade falan olmadan 4-5 yıl idare edecek seni sonra yenisi çıkınca yenisini alacaksın ki yeni çıkan konsol iyi bir bilgisayardan daha ucuz.
kısacası ben de oyun konusunda bilgisayardan konsola doğru kayıyorum.

oyun konsollarının zevki başka oluyor çünkü de ondan. misal ben de sırf just dance ve rock band oynayabilmek için xbox alma düşüncesindeyim.

ps3 alanlar da gta v oynamıyor habire, mutlaka sana uyan tarzda oyunlar vardır, onları bir oynayaydın anlardın niye alıyorlar. (ayrıca move denen bir hede de var, onu da eklemek istedim)

oturma odası rahatı. haa çalışma masamda 3 tane bilgisayar var. o saydığın özellkten çok daha iyi bilgisayar var. ama içlerinde bir tane oyun yok. derdim cod da rahat nişan almak değil. konsolda sonuçta her kes aynı kontrollerdan oynuyor.
ama pc de öyle mi kimisi fov ile oynamış kimisi aim bot kurmuş vs. en azından benim pc'yi bıraktığım dönemde öyle idi. ki en önemli nokta pc de donanımı çok iyi olan oyunda üstünlük kazanıyor.

grafik konusunda monitörün dibinde iken belki çok önemi vardır ama 100 ekran tv'ne 2 metre ötede iken çok sallamyıorusun. eğlencene bakıyorsun.

@entrapmen: ben bilgisayarımda yeni çıkan tüm oyunları 1080 le oynuyorum. zerre takılma yok, oyunu açarken ve aralarda bekleme süreleri daha az, daha iyi nişan alıyorum, oyunu daha kolay temin edebiliyorum, yamalar, eklentiler v.s yi daha kolay kurabiliyorum üstelik benim pc nin maliyeti 2000 tl. yani 720 nin yanında bunlar var. üstelik aynı fiyata. kaldı ki pc deki oyun yelpazesi ps ye göre çok çok daha geniş. buna göre kötü işte. sizin sunduğunuz tek avantajsa pc den önce çıkan birkaç oyun.

ps3 2006da çıktı piyasaya, aradan 7 sene geçmiş hala son çıkan oyunu alıp kasar mı kasmaz mı diye düşünmeden oynayabiliyorsun. bir de 2006da aynı fiyata alınan bir pcnin halini düşün, acaba en son hangi oyunu oynatabildi? aynısı ps4 için de geçerli olacak. senin donanımın eskiyip bir boka yaramadığında (en fazla 4 sene sonra) ps4 hala çok sağlam oyunları rahat rahat çalıştıracak.

yahu pc'den once cikan birkac oyun degil mevzu. bunlar sadece ps3'e cikti. god of war'i asla oynayamacak pc oyuncusu. sana hitap etmiyordur o ayri ama gercekten oyun sevdalisi bir adam oynamak ister bu oyunu.
zamaninda ps2 sahibiydim. onu alana kadar oyunlarinin bu denli guzel oldugunu bilmiyordum. demek istedigim disaridan bakip ha ya ne olacak denebiliyor ama oynayinca ya bu oyunu simdiye kadar niye oynamadim ben diyorsun. bircok oyunda gecerli bu.

kaldi ki bilgisayar gereksiz yasasin ps3 demiyorum. ps3 almanin anlamsiz olmadigini soyluyorum.
zamaninda 1200 tl'ye topladigim bilgisayarla su an bf4 oynayamiyorum. birak 1080p'yi 720p bile oynayamiyorum.
2006 yilinda cikan ve benim gectigimiz gunlerde 330 liraya aldigim ps3 ile oynanabiliyor. eae?

bir de monitor vs tv yapmissin. televizyon evde zaten var olan bir sey. yeniden alet icin almadim ki. sen pc aldiginda onu kullanabilirsin yok onu kullanmayacagim dersen bir dunya masraf edip 20+" monitor alacaksin. onu bedava mi verecekler?

kisaca sirf kiskanclik sezimli bir sorunuz var gibi geliyor bana. zamaninda ps3 ciktiginda benzer sorulari ve sorunlari yasadigim icin bana oyle geliyor da olabilir tabii. ustelik ben ps2 sahibiydim ona ragmen bu alete bu para verilir mi demistim. halt etmisim.

yahu ne kıskançlığı kardeşim. zaten duyurumda söylemişim "bok atmak değil amacım." ayrıca "illa ki bildikleri vardır aydınlatın beni" demişim. sui zan duyuruca en büyük sorunlarımızdan.

ben niye kıskanayım ps3 ü? babamın mikrosoft u mu var?

hem 330 a nerden aldın yahu?

Abi beğenmediğin ps3 çıkalı 8 sene olmuş ve sen GTA V oynayabiliyorsun. Peki aynı oyunu 8 senelik bir bilgisayarda oynayabilir misin? -Hayır.

Zaten şu oyunlarda grafik grafik diyenleri hiç anlamış değilim. Zamanında prince of persia'yı pixel pixel oynamadık mı? Ultima oynarken grafiklere mi baktık?
Velhasılıkelam grafiklere bu kadar takılmayalım.

Bonus: (git: steam box )

gta v grafiklerine kötü diyen birini ilk defa duyuyorum.

pek tabii ki sifir degil, 2. el aldim. üstüne arsızlık yapıp downgrade sonrası gittim kırdırttım. şu an oyun doldurduğum hdd ile takılıyorum. çok da güzel oldu sanki.

la yıllardır neredeyse her gün şu yukardakinin "konsolu kıskanıyorsun." cevabı aklımdan çıkmıyor. windows benim ya ondandır. hahahahahaha. ulan var ya... her gün aklıma geliyor kendi kendime gülüyorum çarşıda pazarda.

sadece assasin's creed diye geçiyor.

sempati beslemiyor sadece iyi davranıyor. yoksa kimsenin zihninde senin gibi sapık düşünceler yok.

yalnız kızlarmı besliyor.erkeklerde besler ''yaşlı'' sonuçta.

@yapma volkan: oğlum bari burda prim yapmaya, iyi çocuk olmaya çalışmayın lan. daha geçen gün arkadaşım parkta otururken 60 yaşlarında adam gelip muhabbet açıp "pasifin olayım sana ev-araba vereyim." dedi . nedir bu "ayyh bunlar sapık ben çok düzgünüm." ayakları?

@ganyotçu lafı fena koydun *)

hep arkadaslarin basina gelir oyle seyler. universitenin havasindan midir suyundan mi bilmiyorum ama boyle yaslilari hep bir kucumseme, bok atma telasi. eger sapiklik ortalamasi yapacaksak listenin basinda yaslilar degil senin yasindakiler olur. farzedelim adam kizla muhabbet etmek istiyor sana giren cikan ne? kiz istemeseydi terslerdi. kiskaniyorum desene acikca

@mayeskuel: oğlum bir kere de niyet okumaya, sürü psikolojisiyle laf sokmaya çalışmayın lan? ben 26 yaşındayım, gayet düzgün bir işim var. bekar hayatı yaşıyorum. o arkadaş da benim ev arkadaşım. ben kendi çıkarımlarımlarından birini paylaşıp yorum alıyorum burada.

ayrıca baya baya bildiğin aseksüelim. bak bakalım 2007 den beri kızlarla ilgili kaç duyuru açmışım?

vallahi ayıp lan. önyargınızı, peşin hükümlerinizi sikeyim çok afedersiniz.

(bkz: ödip kompleksi)

(bkz: elektra kompleksi)

-ilgi hoşlarına gidiyor, şımarabiliyorlar dilediklerince
-yanlış anlaşılma, dışarıdan kötü görünme endişeleri olmuyor
-babalarına/dedelerine benzetebiliyorlar
-"çoluk çocuk değilim, koskoca adamla sohbet edebiliyorum" tatmini oluşuyor
-yaşlı başlı torun torbalı adamın "sapık" olabileceğini düşünmüyorlar


dip not: ben de sinir olurum. aslında sapık olmasa bile, erkeklerde belli yaştan sonra "genç kızlarla takılma" merakı başlıyor ya malum. yani belki teklif gelse bile bir şey yapmaz/yapamaz adam ama sohbeti/takılmayı sever, böyle tipler var. sorununuzun cevabı burada bi yerlerde de saklı olabilir.

en iyi yağcılığı onlar yapıyor da ondan. kızların en sevdiği şey.

sandisk iyidir

sandisk ve kingston f/p olarak en iyiler. usb 3.0 tercih etmeyi de unutma.

sandisk ten çok memnunum.

Sunu tavsiye ederim cok hizli ben usb2.0 olanini kullaniyorum o bile cok iyi okuma yazma hizina sahip bu kesin ucar.
www.vatanbilgisayar.com

leğen+çamışır suyu gerisini çöz artık.

Benim tuvalet fircam her zaman temizdir. Öyle tek seferlik kullanmam. Niye? Çünku sıctım mı iz bırakmam ben zaten, dolayisiyla tek seferlik kullanmama gerek yok. Haftada bir tuvaleti domestos+kreç çözücüyle temizlerim. Haliyle temizlerken beraberinde fırçada temizleniyor.

evet hayır sorusuysa, evetse nasıl diye neden soruyorsun? cevabın içinden tamizlenip temizlenmediğini nasıl anlamıyorsun?

Evet arkadasim. Ben de @eyyor gibi lakin daha sik yapiyorum bu islemi.

evet

çukur kaplı standı olanlarda, o çukur kabın içine çamaşır sulu su konuluyor. o su düzenli olarak değiştirilirse, önemli bir kirlilik olmadığı takdirde kap da fırça da temiz kalıyor. bizim evde böyle, bazı işletmelerde de böyle olduğunu gördüm.

O kadar zenginim ki tek kullanımlık olarak kullanıyorum fırçayı

şaka şaka temizlikçi gelince onuda temizliyor abla

manuel mandalina +1

tuvaleti çamaşır suyu ile temizlerken fırçada temizleniyor.
tek yaşıyorum, 3 günde bir temizlerim.
bende kabın içine dixi lavanta döküyorum.
3-4 ayda bir yenisini alıyorum.

çok kirlenince tuvaletin ya da klozetin taşlarına vurduruyorum.

niye mümkün olmasın abi. en başarılı kurs hangisiyse araştır onun yayınlarını al derim.

b grubu olarak çok kolay zaten..
kpss diye arama yap, tarihe göre sırala, soru ve benim cevaplarımı bulacaksın. ben kefilim.

eğitim bilimlerinden girdim. üniversiteden mezun olduğumda 0 bilgiyle. oturup kendim çalıştım. sonuç: 85.5

helalinden bir batman arkham city tavsiye ederim. yalnız batman arkham city hard disk kullanımında rezalet olduğu için 5400 rpm hdd ile fpslerde çok dalgalanmalar yaşayabilirsiniz haberiniz olsun.

assasin's creed serisi tabi ki hacı. tatil gelse de oynasak amk.

how to survive
mafia 2
metro 2033/last night
outlast (korkmaktan daha bitiremedim)
saints row 4
the wolf among us

Tabii ki de mafia 1

ne kadar paranızın olduğuna bağlı mesela istanbul üniversitesinin merkez kampüs bahçesindeki kediler sefil haldeydi, bağış olarak kedi evleri geldi, yere sabitlenmiş mama su tabakları geldi, sonra kısırlaştırılmaları gerçekleştirildi şimdi kedilerin hepsi tosun gibi.
siz de çevrenizdeki bir okul kampüsüne kedi evi bağışı yapıp kedi evlerinin üstüne 'minnoş evleri' gibi kedinizin adıyla bir plaket koydurabilirsiniz. sizin kedinin anısına ne kedişler soğuktan korunur da sarılıp uyur orlarda. yalnız şu karton kedi evlerinden değil, baya plastik ya da benzeri malzemeden yapılan bir kaç kedilik evlerden.

tam olarak dediğine uyar mı bilmiyorum, fakat portre dövmesini yaptırman çok güzel olabilir. aynı durumda olsam kesinlikle bunu yapardım.

biz de hayvan seviyoruz da... bu ne ki şimdi mına koyim? kedinin haberi mi olacak? gittiği yerde mutlu mu olacak?

bence bu harika olur: www.youtube.com

Portre dövme +1 - benim kedim yaşıyor ama ben yaptırdım, ömür boyu hatırasının kalmasını istiyordum zira ( dileyenler manyak diyebilirler pek tabii bana ama öyle işte)

Ama siz onun adına bi'şey yapmak ve onunla hatırlamak istiyorsanız alın bir 15 kg mama sokak sokak mahalle mahalle konteynerlerin yanına dağıtın, kendiniz yapın bunu. Hem diğer pisilere faydası dokunmuş olur.

Bir kediyi tedavi ettirebilirsin. Evsiz kedilere ev bulabilirsin. Zaten kıi geldi, barınağa değil de sokaklardaki kedilere mama verebilirsiniz. Hatta 1 kere çıkıp her sokağa dağıtmak yerine, sürekli olarak belli bi bölgede mama verebilirsiniz.

10 parmağı bir şekilde sancılı da olsa öğrenirsin.
ben de çok hızlı yazıyorum. hatta bir ara 10 parmak öğreneyim dedim. bana göre değilmiş. bilgisayar kullanma tarzıma hiç uymuyor benim.

kaç parmak kullanıyorsun o da önemli ? işaret hariç hepsini kapat baş parmağı orta parmağın üstüne yerleştir stayla bir şey kullanıyorsan (anneanne tarzı) büyük bir fark hissedebilirsin. dişiysen öyle devam et ama çok tatlı oluyor lan asfasdf. neyse konu dağılmasın, eğer parmak tutuş şeklin 10 ile aynı/benzer ise ama 5-6 parmak kullanıyorsan daha kolay olur.

10fastfingers.com

şurayı dene bi. kaç çıkacak söyle buradan.

52 çıktı hacı.

kafamdaki kelimeleri daha hızlı yazıyorum ama :).

hacı o dediğin 2 parmak tarzda da kullanmıyorum 6-7 parmak kullanıyorum. erkeğim.

edit: aha 54!

edit2: hacı inanmıycaksın bu sefer aklımda ekrandaki kelimeleri tutmadan tek tek baka baka yazdım ve 67 çıktı.

vallahi sayende bir şey keşfettim. :)

edit3: sürekli büyüyor efendim, durduramıyoruz 71...

71 kelime değil mi ?

istatistiklerini bilmiyorum ama tahminim ortalama çıkacaktır skorun. yavaş yavaş tamamen 10 parmağa geçsen iyi olur bence.

evet hacı 9-10 denemede en yüksek skorum. 2762 kişi içinde 400 üncü oldunuz diyor.

10 parmak için tavsiye edebileceği program, kurs, teknik v.s var mıdır hacı?

arama motorunda çok çıkıyor ama belki senin özellikle tavsiye edebileceğin vardır?

"bence", parmakların yerine alışana kadar herhangi birini kullan, -hızı önemli değil- 10 parmak yazmaya geçtiğin zaman siktir et kursmuş programmış öyle takılmaya başla. boş vakitlerinde böyle kendini test et falan. benim hatasız rekorum 660 harf mi neydi. şimdi kaba taslak bir kez denedim 96 kelime çıktı harfe bakmayı unuttum. :)

ben bu şekil geliştirdim. hiç kurs falan kullanmadım zaten 10 parmak kullandığım için.

sağ elde sade işaret ve yüzük parmağı kullanıyorum. sol elde serçe hariç hepsini kullanıyorum. ( arada serçeyi de kullanıyorum shift, ctrl tuşları için) neyse linkteki testi yaptım. sonuçlar aşağıdaki gibi.



Dakikada kelime sayısı (DKS) 89
Tuş vuruşu 470
(447 | 23)
Doğru kelime 78
Yanlış kelime 4
Hızınız diğerlerine göre 94.95% daha iyi. (Böylece 137. oldunuz. [2715 kişi içinde.] Son 24 saat)

ortaöğretim başarı puanıysa bu dediğin bunu normal dağılımlı bir eğri gibi düşün. 10 puanda 5 bin kişi atar gibi bir şey yok. eğirinin tepesinde 5 bin atarsa sağında ya da solunda bin atar.

Yani aslında benim merak ettiğim 48 obp'nin 1500 civarlarından kaça atıcağıydı

obp li puanına karşılık gelen puanınla geçen seneki istatistiklere göre kim, kaçıncı olmuş, hangi yüzdelik dilime girmiş... bunu öğrenmek istiyorsan bölümlerin taban paunlarıyla birlikte "en son kaçıncı girmiş" gibi bir veri de lazım. onu da televizyonlardaki eğitim uzmanları biliyor. nereden bulmuşlar bilmiyorum. belki aratırsan biraz, bulabilirsin.

edit: bu işine yarayabilir:

www.basarisiralamalari.com

2800-3000lere kadar atabilir. o civarda yapanların obpleri 51-55 arasındadır genelde.

çiğ patates suyunu sık 1 su bardağı iç.

Süd zehri alır.

karbonatlı su iyi geliyor.

bir yudum süt kısa süreliğine rahatlatır. maden suyu da bir süre işini görür. vahim durumdaysan talcid şurup veya gaviscon şurup. az yanıyorsa talcid veya rennie tablet işini görür. en kesin çözüm sabahları lansor tarzı ilaç kullanmaktır.

Lansor at bi tane kuzu gibi olur mide ;) doktora git tabi asil, biz ne desek bos.

kızarmış kuru ekmek o suyu çeksin diye iyi fikirdir
bir de bol karbonatlı su

maden suyu, karbonat gibi mide asidini daha fazla arttıracak şeyler içmek ya da yutmak midenizi mahveder. bunu önleyecek doğal bir tedavi yolu yok maalesef. sadece sabahları aç karnına tahin (tahin-pekmez, tahin helvası vs) içeren gıdalar tüketmek faydalı olabiliyor. o da şimdi işe yaramaz.

acil çözüm için ise gaviskon, rennie duo veya talcid şuruplardan biri (üçü de aynı işi görüyor zaten) en iyi sonucu verir.

uzun vadeli çözüm için doktorun vereceği, sabahları içilen mide mukozasını koruyucu pulcet, lansor, nexium gibi ilaçlar daha faydalı olur. doktor muayenesi şart.

Maden suyu ve karbonat nasıl iyi gelsin asit değil mi ya. Ortamı nötralize etmek için baza ihtiyacımız var. Süt yoğurt..

@meyve parcacikli kadin süt laktik asit içerir yani asidiktir. karbonat ise baziktir.

karbonatlı su +1

gaviscon iç

yassı bi tencereye biraz su koy
dolmayı da kaseye koy ve tencerenin içine koy
kasenin içine su girmesin
tencerenin altını aç kaynasın su yavaş yavaş
öyle ısınır
tencerenin kapagını kapat buharla yumuşar belki içi

az pişmişse yarım parmak su, 1 yemek kaşığı zeytin yağı koy mümkünse teflon tencerede kısık ateşte kapak kapalı pişir. su bitince al ocaktan. dolmaları tencereye dik yerleştireceksin.

bir tencereye su koy ve kaynat. kaynayan suyun buharında ısıt

dolma ısıtılır mı bre? Soğukken güzel oluyor.

dalmayı dolmanın suyunda ısıt. suyu ısındıkça dolmanın üstüne dök.

suyu yoksa salçalı su hazırla, orda yap bunu.

çok süt içmek çocuklarda kansızlık yapıyor. yatmadan önce ılık 1 bardak yeterli olur.

uht sütlerin bi faydası yok. pastörize süte nesquick karıştırırsanız olur.

ne pastörize ne de uht sütün faydası yok. güvendiğiniz, tanıdığınız yerlerden getirilecek günlük süt anca faydalıdır.
hazır olarak satılan çikolatalı sütlerin faydası 1 se zararı 10 dur. içindeki glikozundan, glutenine, e200 ünden, koruyucusuna kadar...

işe yaramaz. zaten özellikle kutu süt yarardan çok zarar getiriyor. çocuğunuz varsa kutu süt içirmeyiniz. çocuğunuz varsa bu yazıyı okuyunuz:

beslenmebulteni.com

Parça parça alarak yükseltebiliriz ama şöyle olur; ekran kartı alırsınız yeni nesil anakartta ister, o ekran kartını çalıştıracak güç kaynağı ister. İşlemci alırsınız, ekran kartı yetersiz gelir. Ram Alırsınız, ekran kartı olmadan bir işe yaramaz.

Kısaca sıfırdan toplamak hepsini bir kerede almak en mantıklısı olur. Hem sistem güncel donanımlardan oluşur hemde daha iyi verim alırsınız.

Alternatif olarak; verdiğiniz sisteme ekran kartı alsanız çok uçuk birşey alamazsınız işlemci engeline takılır. Ram'i 4 çıkarırsanız o işlemciye uygun orta seviye bir ekran kartı alsanız belki bir canlanma olabilir. 300 liralık pc'ye bir 300 lira daha katmanın pek bir manası yok bence.

Bütçenizi bilmiyorum ama elinizdekini satıp sıfırdan almanız en mantıklısı. Uzun bir dönem kullanmak istiyorsanız tabi. Yoksa orta seviye bir ekran kartı ve 2 gb ram az da olsa işinizi görür ne oynamak istediğinize de bağlı tabi.

1 gb ram daha al güzel güzel internette takıl, olacağı budur.

Pentium 4 diyorsun, 2014 oyunlari diyorsun... Uuuu beybi, olmaz o is yahu. Senin yepisyeni kasa alman laim o is icin.

çok teşekkür ederim. sanıyorum en iyisi, önceden niteliklerini incelemiş olduğum kasayı almak.

hacı işlemcini yükselt diyecem senin anakarta pin sayısı uymaz. ekran kartını yenile diycem, -yamulmuyorsam- soket anakarta uymaz. monitörü yenile diycem, onun da dvi, hdmi girişi ekran kartında bu soketler olmadığı için olmaz.

anlayacağın sen baştan sistem kuracaksın hacı. zaten arkadaşlar demiş de, ben de katkı da bulunayım işte. seninle aynı durumdaydım biraz da ondan yazayım dedim. p4 bilgisayar vardı, baktım sistem yükseltmesi için mecburen yeniden toplamak lazım, vatan dan 1900 tl ye güzel bi sistem topladım kendim. maaşallah full hd ayarlarda son oyunları oynayabiliyorum. hiçbir sıkıntım yok. yazayım, belki sana da yardımcı olur:

i5 3570k işlemci
sapphire 2 gb 256 bit o.c amd 7850 ekran akrtı.
z77a-g43-z77 msi anakart
4 gb kingston tek modül soğutmalı ram -ben oyun için aldım. forumlarda 4 gb den fazla ram oyun için gereksiz denildiği için 4 le yetindim.-
xigmatek pure asgard black edition 600w kasa
asus vs228h 21,5 inch monitör
asus dvd writer

Saints row the third, limbo

league of legends , counter strike : global offensive bunlar kalıcı olanlar. onun haricinde çok nadir oynadığım - vessel

Hic

team fortress 2

rome total war 1-2,age of empires 2 hd,saints row the third,terrari,nba 2k14,don't starve

0

5

assassins creed revelations,
assassins creed brotherhood,
diablo 2,
battle for middle earth 2,
call of duty 2.

hacı ben çalışıyorum. beni çok acaip engelliyor oyun. o yüzden çok uzak durmaya çalışıyorum. ama tatiller full oyunla geçiyor. tatillerde aralıksız oynuyorum. oynadıkça kurup-siliyorum ben. aynı anda 2 oyun olmuyor pc de.

son 4 ay ın sadece tatillerinde

assassin's creed
assassin's creed 2
assassin's creed brotherhood
hitman absolution
far cry 3
gta 4
gta ballards of tony -böyle bir şeydi-

oyunları bitirdim. bunların hepsini şu anda yüklü kabul edebiliriz sanırım. hemen bitirip silmemin sebebi de başından kalkamamam işte.

sim city 4, age of empires 3, rail road tycoon, gta san andreas, skyrim 5 gibi oyunları da biraz oynayıp sildim.

Grid 2

0
en son oynadığım oyun cs 1.6 işte sen düşün.

DDD Pool (Bilardo oyunu)
Fifa 14
FM 2013
FM 2014
GTA IV
Tombraider

gta3
vicecity
san andreas
gta4-eflc
yakında gta5
dirt3
cs1.6 online

dont starve,cs 1.6,minecraft

1

half life 2

1. pes 13

5

age of empires ii, heroes iii, stronghold, rise of nations, diablo iii

he oynamıyorum bu aralar ama ilk dördü her zaman yüklüdür bende.

0

pokemon trading card game onlie. bi de counter strike.

1 tane
sims3

fifa 13 ve fifa 14.

3 tane oyun var: lol, iki tane de lego star wars.

100'den fazla. Çok sağlam oyuncu değilim, indirip indirip yarım saat oynadıktan sonra bırakır nadiren oynarım.

200den fazla. 1tb sadece oyun. Gerçi hepsini oynamiyorum ama olsun. Egom tatmin olsun.

Amnesia
Crimsonland
Dota 2
Fm 2013
Midtown Madness 2
Guitar Hero World Tour
Pro Cycling Manager 2013
Typing of the Dead
Worms World Party

Absolute backgammon.

Don't starve

10.

- Age of Empires I
- Age of Empires II
- Diablo II
- Starcraft II
- Medieval 2: Total War
- Mount and Blade: Warband
- Osmos
- Skyrim
- League of Legends
- Left 4 Dead 2

Samsung daha büyükmüş . Toplam ciro 149 milyar dolar . Siemens in ise 113milyar $. Piyasa değeri olarakta samsung daha büyük.

samsung güney kore'de aşağı yukarı devlet içinde devlet.

siemens daha güçlü bir lobiye sahiptir diye düşünüyorum, siemens in görünmeyen bir metro/tramvay işi vardır.

Siemens küçülmeye giden, binlerce çalışanını işten çıkartan, müdürlerinin seyahat masraflarını kısarak önlemler alan bir grup hâline geldi. Samsung ise büyüyor, önü açık.

samsung.

elektronikte samsung siemens ten çok daha ileride. önümüzdeki yıllarda da mekanikten ziyade elektronik daha hızlı bir yükselişe girecek büyük ihtimalle. o yüzden samsung un geleceği daha parlak.

Var. telefona yazip birikince bilgisayara aktariyorum.

telefona yazıyorum veya bilgisayar başındaysam post-it

evernote, pocket ve müsvetteden not kağıdı ve kalem.

pembe bi ajandam var. sayfaları sihirli midir nedir tükenmiyor bir türlü. ne aklıma gelse koşup ona not alıyorum. o yanımda yoksa cep telefonumun notlar kısmına yazıyorum. ordan da yine pembe deftere aktarıyorum.

telefon. ama benimki akıllı falan değil. mesaj kısmına yazıp taslaklara kaydediyorum. taslaklar da doldu, kendime mesaj yolluyorum. o da doldu, bilmiyorum ne yapıcaz.

not biriktirmem. telefona anahtar kelimesini yazıyorum. işim bitince de siliyorum.

telefona kaydediyorum.

(bkz: keynote nf)

code.google.com

müptelası olacaksınız programın

ambara ver olmadı direkt giden otobüs varsa ona ver ya da tanıdığın bir esnaf vardır, esnafın kargo şirketleriyle sözleşmesi vardır. onun dışında istediğin kriterlerde gönderi yapamazsın.

abim ığdırdan askerden gelirken ptt kargo ile göndermişti bandırmaya çok büyük bir valizi.

PTT bir tanıdığın valizini 3-4 sene önce Muğla'dan Ankara'ya 20-25 liraya götürmüştü.

otobüse ver derim. kargo 30 lira alacaksa otobüs 15 lira alır. şehire vardıktan sonra gider terminalden ya da yazıhaneden alırsın.

ptt kiloya bakar zaten, ucuzdur da.

muavinin eline 10 lira tutuştur götürsün terminale kadar. oradan biri alsın ama.

bilgisayara bişi yüklerken %99 olur, hah bitti dersin ama bi türlü bitmez ya onu diyor. arkadaki uzaylının alakası yok, bu meme genelde "şöyle şöyle sanıyorsan çok üzüleceksin demektir" şeklinde sunuluyor, south park'taki adam öyle konuştuğu için.

ingilizce bilmemek ne kötü lan. sadece resimlere bakıyoz.

İngilizce bilmemek kader değil. Kimse bilerek gelmiyo bu dünyaya. İstiyorsanız öğrenirsiniz. Herifçioğlu Rusça öğrenip, mantık ya da felsefe okumaya gidecekmiş Rusya'ya... İngilizce bunun yanında leplepi çağardek!

valla kimsenin burada kesin bir şey söyleyip risk alacağını düşünmüyorum fakat aynısını ben yapsam yerim. ziyan mı olsun la koca tencere yemek B)

lop lop yutmadan yavas yavas dilinle yoklaya yoklaya yemeyi dene

ben olsam yerdım ama şöyle yapardım. tam çatlamış yerin altındakı dolmaları yemezdim sanırım. ya da alt sıradakılerı yerdım sadece.

götür, ekmeksiz götür..

Dolma değil de çorba, kuru fasulye, pilav vs gibi sulu veya tane tane olan yemekler olsa yeme derim ama dolma için sadece yemeye başlamadan önce şöyle bi döndürüp kontrol etsen yeterli olur.

Bence hepsini bi servis tabağına çıkart kontrol ederek farklı tencereye yerleştir daha sonra da.

yedim lan :). hala bir şey olmadı.

abi yesene gözünü seviyim.. annem bunu görse du bakiyim der üst sıranın tamamını atardı ağzına :))

20 30 bi şeyler işte.

çok para hemşerim, çok para...

10 bin civarı yanılmıyorsam.

Sadece başbakan maaşını mı soruyorsun yoksa total maaşını mı?

Görüneni mi görünmeyeni mi :D

ya mesela ptt de gişe memuru ne kadar alıyor 1600 mü 1700 mü 1700 diyelim. onun gibi, kaç para maaş alıyor?

Aylık 9 bin 790 lira maaş alan Erdoğan'ın yıllık maaşı dolar cinsinden 73 bin 425 dolar!

yazıyor 1-2 kaynakta.

Önce bi ballı zencefilli karanfilli karabiberli nane-limon için 2 kupa.

burun akıntınızın neden kaynaklandığını bulmanız gerek önce.ben de gripten kaynaklı burun akıntıma alerji ve toza karşı iyi gelen bir burun spreyi sıkmıştım.bir halta yaramamıştı.
eğer doktor size bir teşhis koyduysa anlatın eczacıya derdinizi.belki o iyi bir şey önerebilir.bunun yanı sıra okyanus suyu diye birşey vardı.ama nedir ne değildir tam bilmiyorum

(bkz: otrivine)

bir miktar tuzlu su hazırlayın, ılık. Burnunuzdan genzinize çekin iyice derine, sonra öksüreceksiniz. Hem boğazınız hem burnunuz geçici olarak da olsa temizlenmiş olacak. Bir süre rahat edersiniz, sonra tekrar yaparsınız.

mısır çarşısında satılan askorbik asitlerden al. -c vitamini- günde 50 grama kadar çık. suya karıştır iç. 1 çay kaşığı silme askorbik asit = 1 gram.

prof. dr. ahmet aydın ın tavsiyesidir.

otrivine kesinlikle kullanma, ekşiden hakkında yapılan yorumları oku.
bende de geçenlerde aniden bir burun akıntısı başladı burnum tıkanınca annem rinoclenil diye bir sprey verdi onu sıktım burnuma. hem burnumu açtı hem de akıntıyı geçirdi ne hikmetse artık. akıntını geçirip geçirmeyeceğine garanti veremiyorum ama sen gene de bir dene bence.

Her şey herkes için çok daha iyi olacak
Rahat ol, aynı şeyleri yaşadık hepimiz.

yaşadım tabi. insan her şeye alışıyor kaldı ki hapse girenler vs var onlar ne yapsın. bir aya bütün taraflar alışır merak etmeyin.

ben de yaşadım lan. çok zor hakikaten. senin kıbrıs-istanbul arası direk uçak seferlerin de olacak. çok özledin mi 1-2 saate evinde olursun. biz de o da yoktu.

ama insan alışıyor. emin ol.

yuvadan uçuyosun kolay mı. hepimiz yaşadık. ama oraya gidince insanlara alışınca daha da hafifliyor hepsi. korkulacak bir şey yok. için tuhaf olmadığı ayrılık mı olurmuş zaten.

dua et baban var ve ağlıyor. bayramda tekrar göreceksin zaten..sonra da alısırsın merak etme.

tursunu mu kuracaklar evde.
rahat olmaya çalıs, insanlar yaşlandıkca cocuklasıyor.

sen sakinleştir ve artık zamanı geldiğini belirttir.

oldu. ılk 3 aydan sonra rayına gırer her sey .

alçı olur. bızım banyoya öyle yapıldı.

alçı kolayca çıkıyor mu tekrar? banyo da fayans var. oradan çıkar da. saten duvarda?

çıkar.belkı yapışan yerleri zorlar orayı da spatula ile cıkarıp hafif bi zımparayla halledebılırsınız.
zaten cok hafıf bisey bılıyorsundur. az bi sürersin kazıması da kolay olur.

mantolama dıştan da içten de yapılabilir. ancak sanmıyorum ki kolaylıkla çıkar. bizim bina hem içten hem dıştan mantolu ve yazın pişmiyoruz. sözlükte çok sıcak oluyor diyorlar ama bilmiyorum. beyaz strafor kullanılmıyor. kolay parçalanır onlar.

ne ile yaparsan yap kolay kolay çıkmaz. arasında boşluk kalırsa nem küf yapar.
en iyi ve etkili çözüm çekomastiktir. beyaz renk ya da saydam seçenekleri var.
al beyazını yapıştır.

madem baya bir işçilik yapmayı göze aldınız, neden söküyorsunuz?sökmeyin kalıcı yapın madem öyle.

araya "sevgilisinden ayrılmak üzere olan kediye" ya da "sevgilisiyle kavgalı kediye" desek olur bence.

şuradan şuraya kaç numaralı otobüsle giderken sevgilimden ayrılayım mı kalsın mı?

ben özlemedim ki seni kedi özledi. bunu söyleyemeyenlerin ağlama duvarı ayrıcana.

ben duyurudan bir şey anlamadım
aklıma "işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ" geldi o kadar.

çok acil kedi sikecek sevgiliyi nerede bulabilirim?

"+18"i unutmayalım başlığın sonuna.

yesilimtrak +1. resmen 10 saniyede özetlemiş tüm duyuruyu.

oha ya. mesela ben şizofrenmişim, sen benim kişilik bölünmemmişsin falan, bu duyuruyu ben yazmışım? yoksa bu kadar aynı olamaz. benden yaşça büyük, zekasına ve entelektüel birikimine hayran olduğum bir kız. aynen öyleydi kardeşim ya. ondan sonra konuştuğum tüm kızlar dümdüz gerizekalı gibi geliyor gözüme. güzelliğine herkesin hayran olduğu kızlarla konuşuyorum ama sıfır çekim hissediyorum. bir çaresini bulursan bana da bildir yani. bunları söylemeye geldim. kelin ilacı olsa başına sürer.

edit: benimki daha baya taze ama panpa. zamanla atlatırız diye düşünüyorum ya.

sürer mi bilemem ama bu da mecnunluğun bir alt seviyesi işte.
tam bağlayacak kadar ayrıntı hatırlayamıyorum da mecnun leyladan ayrıyken çöllerde hep onu aramış onu düşlemiş, sonra leyla'yı görünce "bu olamaz" demiş ya; o hesap.
sen onu kafanda yücelttikçe onun gibi ya da hatta ölçütlerin ne bilemiyorum ama ondan daha "mükemmel" birini tanısan da "bu olamaz" diyeceksin.
Bilmem anlatabildim mi.

Sozlukte nicki ne merak ettik.

bazı kriterlere gereğinden fazla değer veriyosun gibi geldi. mesela temiz, iyi niyetli bir kalp entellektüel birikimden çok daha üstün olabilir çoğu zaman.
sen onu gözünde yücelttikçe aslında kendini yüceltiyorsun, çünkü seni sevmiş, birlikte olmuş. o yüzden diğer kızları yanına yakıştıramıyorsun.
yani sonuçta armudun sapı üzümün çöpü minvali seinfeld usülü bir yalnızlığa doğru seğirmektesin bu takıntından ötürü. ki o kız dünyanın en akıllı, en muhteşem kızı bile olsa (hem ilişkiniz yürümemiş) senin takıntın da bir gerçek.

Daha iyisi her zaman var önemli olan kurulan sistemi bozmaya değecek mi? Yoksa her kavga ayrılık sebebi olur.

Birde gurur olayı var tabi, onu da kaybedeceklerin gözünün önüne gelirse bazen yenebilirsin.

Ben senin yerinde olsam yeni yüzler ararım .

bu durumu atlatmaya çalışmak yerine tekrar o kadınla birlikte olunuz.

ohhooo ohho hoo gurur mu? gurur mu? pardon ama iyi ki beraber değilsiniz artık. eğer bahsettiğin kadın gerçekten bahsettiğin gibiyse, gurur yaparak hayatının en büyük hatasını yapmışsın. öyle bir kadın giderse kolay kolay geri gelmez. çünkü gitmeden önce zaten bütün ihtimalleri düşünmüştür ve yine de gitmişse gerçekten gerektiği için gitmiştir. ama geri dönüyorsa hislerine yenik düşmüştür ve GURURUNU hiçe saymıştır. sen şimdi kalkmış bu kadına gurur mu yapıyorsun?

evet, zor bulunur böyle kadınlar. çok sosyal oldukları için oturduğun yerden bulman zor. hele hele internette tanıştığın kadınlardan böyle bir kadın çıkma ihtimali 1000 de 1 dir ve sen bu şansı bi kere bulmuşsun. ve sonra ne yapmıştın? evet gurur. tamam daha bi şey yazmıyorum ya.

onu sıçarken düşün hacı.

kadınlarda da oluyor bu ben de bir süre öyleydim sonra baktım abartan benmişim. iyi kaliteli bir insandı ama herkesi kendi özellikleriyle milletle kıyaslamadan değerlendirmek lazım. kıyas iyi bir şey değil istemsizce yapıyorum desen de isteyerek yapıyosun.

-la 'ile' nin kısaltması yani bağlaç.

edit: edat doğrudur. türkçe'yi unuttuk mınaki.

ek kök şeklinde ayırırken edat mı diyoruz ona?

"işte" ünlem olsa gerek

türkçesever bir mühendis olarak cevap vermeye çalışayım. konunun uzmanı gelmezse belki işine yarar cevabım.

oradaki "la" edat/ilgeçtir. araç ilgisi kurar. yapılan işin (gitmek) araba aracılığıyla yaptığını bildirir.

işte sözcüğü bir ünlemdir.

'ile' 2 benzer şeyi bağlıyorsa bağlaç olur. senin örneğin için @godsparticle +1

"la" edat ama sözcükle birleşmiş ya? yine de edat mı diyoruz buna? bunu öğrenmek istiyorum. ek kök şeklinde ayırırken. araba-yla şeklinde mi ayırıyoruz? yoksa araba ile şeklinde mi? nedir?

işte, ünlem. la ile'nin ses benzeşmesine uğraması sonucu aldığı hal. ile edattır burada yani.

hayır artık edat kalmıyor kelime olarak. ama la orada edat görevi görüyor köklerine ayırırsan.

Kız babası olsam, benim gibi adama kızını vermem.

kalıplaşmış bir cümlem yok ama çok tekrar ederim. kendi kendime en çok söylediğim şey. uyuma çalış daha çok çalışmak zorundasın elinden gelen değil hep daha fazlası. ben cidden mesela dün yolda giderken bile bunu söyledim. inanılmaz bir hırsım var maalesef ki bu hiç güzel değil. kendime sürekli uyuma oyalanma yapma etme vs köpek gibi çalış diyorum.

vazgeçersen kaybedersin.

iki kişinin bildiği sır değildir.

mohandas karamçand gandi'nin çok sevdiğim bir sözü vardır:

"basit yaşa ki başkaları da var olabilsin"

Yigit harpte,dost dertte ,olgun hiddette belli olur. -Arap atasozu

some people dream of success while others work hard to achieve it.

- nothing tastes better than looking good feels. (düzenli beslenme düsturum bu da)

he değişim bir vazgeçiştir.

karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak.

inandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başlarsın.

kendime düstur edinmedim de, bazen bazı olaylar karşısında bu sözler aklıma geliyor teselli buluyorum :).

hayatta karşıma çok çıktı/çıkıyor:
el elin eşeğini türkü çığırarak arar.

Mücadele etmeyenin varolmaya hakkı yoktur

Ne ki verilmiştir, bil ki verilmemiştir.

hacı

bu da geçer ya Hu

bir işin, orospusu olana kadar zorluk çekersin.

hep kendim ürettiğimi zannederdim ama, geçenlerde bir akrabam "ona, işin ilmini öğrenmek denir" dedi.

siktiret

"Allah istemiyorsa ben neden isteyeyim."

(bkz: Jedem das Seine )

ofke gelir goz kararir, ofke gider yuz kizarir.

Herkes ne bok yiyorsa yesin.

Her şey akar.

patatesli yumurta mı, patates ve yumurta mı, patates kızartması ve soğanlı yumurta mı? ne yapacağınızı anlayamadım.

valla ben patatesin pişmesi zor diye biliyorum, keza soğan da heralde zor pişiyodur. önce ikisini kızartıp sonra ustune yumurta olması mantıklı.

bence önce patatesi koy yağı koy onları kızart sonra patatesleri ayrı bir kaba koyup soğanları hallet. sonra da patates yumurta ekle.

ben patatesli peynirli yumurta yapıyorum mesela. patatesleri küçük kareler şeklinde doğruyorum, yetecek kadar yağ katıp kızartıyorum. sonra yağı döküp yumurta kırıyorum beyaz peynir ekliyorum.

patatesleri küp küp doğra, kızart. kızarıp tek başına yenilebilir hale gelince ayrı bir kaba al. sonra soğanları kavur. pembeleşince paratesleri ekle. ısınana kadar çevir. sonra yumurtayı üzerine kır. pişince ye. ya da yeme sen bilirsin.

ben olsam tavada azıcık bir yağ ile küp küp doğradıüım patatesleri iyice kavururdum, tam olmalarına yakın soğanları ilave ederdim. ikisi de hazır olunca yine aynı tavanın üzerine çırpılmış yumurtayı döküp güzelce karıştırırdım. hatta tavanın kapağı varsa onu da kapatırdım, kocaman kabarırdı.

yazdıktan sonra aklıma geldi. ben bunu zaten ara sıra yeşil soğanla aynı bu şekilde yapıyorum, mis gibi oluyor.

önce patates, kızart,
sonra çok az yağda soğanları kavur,
paratesleri soğana ekle ki lezzetler karışsın, patatesler ısınsın,
başka kapta kırıp, tuz-karabiber-kekik(belki az kimyon) ekleyip, çırpıp hazırladığın yumurtayı cosss diye patates-soğan karışımına dök.
yumurta katılaşınca tavadaki kütleyi çevir ve üst kısmında pişmesini sağla.
SALDIR...

virüslere dezenfektan işliyor mu hacı? bakreti olsa neyse de...

Ucuna takılan -agza giren- kısım otoklavda/sıcak hava firininda steril ediliyor. sterilizasyon koşullarına uyuldugu müddetçe hicbir şey olmaz.

tabi ki :)
bedava mı sandın türkiye burası :P

ne adı altında ve ne kadar alınıyor?

kayıt yaptırmadan önce para yatırman lazım. kitapçıkta yazar. yatırmazsan kaydını almazlar zaten.

verirler onlarda kalmaz.

örgün fakülte kaydında alıp 4 sene geri vermiyorlar. ondan emin olamadım.

peki okul onaylı fotokopisi oluyor mu?

yanlış hatırlamıyorsam, noter onaylıysa oluyor. Öyle yaptım diye aklımda kalmış.

noter onaylı diploma fotokopisi istemişlerdi bende. diplomanın aslını dahi götürmedim.

etli pilav

kemikleriyle birlikte hayvan eti ve pilav

omurgaya bakılırsa deve kesmiş olabilirler.

maklube. sohbet var galiba

Ne akar haaa!!

@wide bu yine büyük tepsiymiş, babamın şöyle bir anısı var böyle bir davete gitmiş birisi evleniyormuş şimdi herkes eliyle yiyormuş işin kötü yanı sini yuvarlak olduğu için millet elini daldırdıkça dönmekte onun elini soktuğu yer senin önüne geliyormuş eheheheheh :D yemekten tiksinmişti babam.

bu arada buna mendi diyorlar, safranlı pilav üzerine pişirilmiş et. Pilav safran yüzünden sarı.

photoshop olabilir..

iran pilavı yemiştim bi kere, sarı renkti. bu da pilav olabilir

cevap değil ama nasıl bir görgüsüzlüktür bu Allah aşkına :/

Safran ve pirinç ile mis gibi paella da yapılıyor, bu da yapılıyor. Kültürünüze sokayım afedersin.

çalışma şartları nispeten dışarıda asgari ücretle çalışmaya göre iyidir. 800-1200 lira alırsın diye tahmin ediyorum. kısa ve öz biraz üvey evlat kalırsın her açıdan. birlikte çalışacağın öğretmen arkadaşlar sana belki bu duyguyu yaşatmazlar ama ister istemez insan öyle hisseder diye düşünüyorum. onun dışında yorucu ve eğlenceli iş. benim içimi hep ve her açıdan yaralayan durum ücretli öğretmenlik. ben olsam maddi değil belki ama mesleki birikim sağlayabileceğim geleceğe dönük başka işlere yönelirdim. ücretli öğretmenlik sadece günü kurtarmadan ibaret. şahsi düşüncelerimi yazmaktan dolayı pek açıklayıcı olamadım, kusura bakmayın. neresini yazsam elim acır.

iki yıl yaptım çok rahat sadece hakettiğin parayı alamıyorsun işte, bir de her okulda olmasada kadroluların küçümser tavırları. ben de kararsızım, bu yıl oturup sıkıca kpss ye hazırlanmayı düşünüyorum.

aynı paraya özel sektörde çalışmaktan çok çok daha iyi.

öğretmenim, şunu söyleyebilirim bu konu hakkında,

bilmiyorum öğretmenlik mezunu musunuz, ama ücretli öğretmenlik tarihin görmüş görebileceği en aşağılık politikasıdır. şimdi eğitimin öneminden girip kafa şişirmeyeceğim ama, bir öğretmenin üzerinde 20 yıl yatırım yapılıp o insana bu fırsatı vermek yerine 1/4 maaşla herhangi bir sosyal güvencesi olmayan, en önemlisi de işinin ehli olmayan insanların görevlendirilmesi, gelecek nesiller için düpedüz intahar, öğretmenler için ise kabir azabıdır.

o yüzden, atanmak için 300 000 öğretmen beklerken devletin ücretli öğretmenleri çalıştırmasına biz öğretmenlerin tepkisi büyüktür. pek sıcak bakmayız.

ücretli öğretmenlik yapıp deneyim ve biraz para kazanmak istiyorsanız, hayalini kurduğunuz o üç beş lirayı kat ve kat fazlası ile başka iş kollarında bulabilirsiniz. ücretli öğretmenlik modern kölelikten farksızdır. neden mi?
ne okul yöneticilerinin, ne diğer öğretmenlerin, ne de öğrencilerin gözünde hiçsinizdir. kullanılıp bir köşeye atılırsınız.
devlet sigortasını bile tam karşılamaz ücretlilerin. okul müdürlerinin ayakçısı olursunuz. gel dediğinde gel, git dediğinde git. yazın veya tatillerde, herhangi bir özür durumunda maaş filan alamazsınız. cebinize her ay 900 lira para girer en fazla o para da onca saat boğaz patlattığınıza değmez.

ingilizce öğretmeniyim. benim atanmam gereken yerlerde şu an peyzaj mimarı, tapu kadastro mezunu insanlar ücretli öğretmen olarak mahallemdeki okulda ingilizce öğretmeye çalışıyorlar. ingilizcenin "i"sinden bihaberken...

bir kaç açıdan son derece sıkıntılı durumu, ben genelleme yapmaktan da korkarak bir cok ücretli ögretmenin durdugu noktayi açıklıga kavusturmaya calisayim.

-ücretli ögretmen, aklı olan kisinin yapacagi is degildir. ama hic parasi olmayan ve mecbur kalan insanın yapacagi bir iştir. bu sebeple, işini severek ve istedigi icin degil, mecbur kaldigi icin yapar.

-mecbur kalarak yaptigi icin, son derece doğal ve hakli olarak ilk firsatta daha iyi bir işe geçiş icin ugrasir. bu sebeple, ne yaptigi işe konsantre olabilir ne de sınıfını ve ögrencileri sahiplenir. kaçınılmaz olarak, ögrenciler bunu hisseder ve nasıl olsa üc gün sonra gidecek diyerek daha sıkıntılı bir sınıf ortami yaratir.

-kadrolu ögretmenlerin neredeyse tamamı, biraz acıma ve sempati, biraz da üstten bakar bir tavırla yaklasirlar zira sizin disinizi tirnaginiza takarak yaptiginiz ve en ufak sorunda müdürün bir sözü ile sona erecek işiniz icin onların hic bir caba göstermesi gerekmez. resmi bayramlar, tatiller kadrolu ögretmeni sevindirir, kar tatili, sınav tatili onlarin işine gelir. aynı maaşi alirlar. ücretli ögretmen icin tatil demek daha az ders daha az para demektir. devlete bir kez girdin mi cikmasi cok zordur. isterseniz söyle bir sey deneyelim. iki ögretmen dersin ortasinda indirsin pantolonu ve sınıfın ortasına sıçsın, kelimenin tam anlamı ile, dolu dolu sıçsın. ücretli ögretmen akşama kalmadan işinden olur. kadrolu öğretmen en kötü ihtimalle başka bir okula atanır. orada sınıfın içine sıçmaya devam eder (bu sefer mecazi olarak).

-ücretli ögretmen calistirmak devletin en büyük serefsizliklerinden birisidir. taşeronun dibidir ve okullar özellestiginde ve devlet okullari özele devroldugunda simdi kıçı rahat olan ögretmenlerin ne hale düseceklerinin resmidir. öyle sey olmaz diyenler, saglik sistemine baksinlar. özel hastaneler aylik 500 lira vererek hemsire calistiriyorlar, biraz parasi olan özel saglik meslek lisesi acarak piyasaya ucuz isgücü yetistiriyor. aile hekimligine parasi cok diye gecen hemsireler, birer birer tünelin sonunda gelen treni görüp tekrar kadroya nasil gecerizin hesabini yapiyor. ücretli ögretmenler, kadrolu ögretmenlerin gelecegidir, acıdıklari ve hastalikli şefkatleri ile sarip sarmaladiklari kendilerinin gelecekteki halidir.

@atmacaged aynen katılıyorum size.

@sivrisinek kusura bakmayın ama size katılmıyorum.

bahsettiğiniz beğenmeyip gitmeyen öğretmenlerin sayısı bahse değmeyecek kadar azdır. size 300 000 öğretmen evinde işsiz güçsüz bekliyor diyorum. bu ne demek tahmin edebiliyor musunuz? ayrıca bir çoğu benim kadar şanslı da değil. bende en azından dil var gider özel sektörde iş bulurum da, ya sınıfçısı ne yapacak? adamı kim kabul etsin.

diyorsunuz ki işinde iyi olanı herkes kabul eder. yahu adamlardan 20 000 kişi sınava girdi (sınıf öğretmenliği) 300 kişi atadılar geçen yıl, 88 90 puanla adamlar açıkta kaldılar.

işine geldiğinde bir gecede dünya kadar atamayla din hocası alan devlet yıllardır atama bekleyen öğretmenlerin sesini duymuyor. bunun yerine onlarla dalga geçer gibi dünya kadar ücretli çalıştırıyor.

ücretli çalışanlara değil lafım. ihtiyacın vardır çalışırsın. alınterindir sonuna kadar saygılıyım. benim derdim politika ve yıllardır kartopu gibi yığılan binlerce öğretmenin çığlığının duyulmaması.

kısaca soruya son kez cevap verip polemik yaratmak istemem daha fazla:

-ücretli öğretmenlik son çare gibidir, para için gidersin kazanırsın, daha iyi iş bulursun bırakırsın.
-ücretli öğretmenlik evet, sabah gittiğin geldiğin saatleri bellidir, düzenli bir iştir.
-ücretli öğretmenlik uzun vadeli yapılacak iş değildir, kişisel olarak gerek maaş gerek kariyer olarak hiçbir çözüm sunmaz
-ücretli öğretmenlik ile cvnize herhangi bir geçerli "deneyim" ekleyemezsiniz. kimse buna pirim vermez
-ücretli öğretmenlik alnınızın akıyla yaptığınız işinizi şartlar gereği küçümsenerek yapmaya mecbur bırakılmaktır.

iyi akşamlar.

en iyi den neyi kasttettiğine göre değiştir tabi. bir an önce yüksek maaşla işe girmekse maksat diyelim: boğaziçi işletme.

tabi onun da yüzde 100 garantisi yok.

eşit ağırlıkta en kolay iş bulabileceği bölümler hukuk ve işletmedir..özellikle gsü,boğaziçi,koç üni, gibi yerlerden işletme mezunu olursa işsiz kalmaz.

boğaziçi, bölüm fark etmez, ama iibf.

Bahsettiğiniz yerler ilk 1000 civarını alıyor. O sıralama da çok kasar, mavi ekran verir.

işletme
yönetim bilişim sistemleri
hukuk
psikoloji

dokuz eylül hukuk 11binle falan kapattı sanırım.

ege psikoloji 14500 gibi bir şeyle kapattı.

biraz daha kasarsa psikolojiyi tam burslu ekonomi üniversitesinde okuyabilir olanakları daha fazlaymış diye duydum.

büyük gibi sanki.

çok sıratmaz bence.

1,70 erkek 44 numaradan büyük giyiyo bişey olmuyo kadınlar daha minyon olabilir erkeklere göre ama 39 la 44 arasını sen hesapla.

160 boyla 40 numara olanlar var. o boyla gayet normal

büyük diyenlere bakma, gayet normal. ben de 39 giyiyorum ve boyum 168 falan, hiç de tuhaf durmuyor.

boy 173, ayak numaram 40. sanmıyorum sırıttığını.

Büyükçe. Taraklı ise net büyük.

167 boya 36 numara giyiyorum bence bunun bir standartı yok.

normal.

palet

normaldir, dert etme.

ideal. ♡

benim bu :( ve buyuk maalesef.

normaldir.

ben de eskişehirdeyim ama ankara diye gösteriyor benim bağlantıyı. ben de de dünden beri gidip geliyor.

aynı şekilde. istanbul. 1 saat aralıksız girdiğim olmuyor.

gitme yok ama aşırı yavaş.

Modlu bir sürüm indirmişsiniz sanırım. Değiştirilemez gibi duruyor kendi menüsünde yoksa. Yeniden indirmek gerekir temizini.

seninki daha güzel kalsın bence

ulan çok güldüm be.

dmc olmasın senin oyun hacı? gta diye oynadığın? :)

aaa oha @ya ben lan neyse+1 devil may cry oynuyosun olum sen gta diye kjdjsadlkasd

oglan niko benim ki :( neyse artık silip tekrar kuracaz.

seninki resmen leon kennedy olmuş:)

niko'nun orjinal skin dosyasını bulup .img tarzı bir dosyaya 3. parti ufak bir programla entegre etmen gerekiyordu. uzun iş...

Asddaaffd yarildim amk.

orjinal skinini nerden bulabilirim ki? hep farklı skinler var.

ahahahashdah çok güldüm he.
www.thegtaplace.com
şunu bir dene

novabilgisayar.com burası yardımcı olabilir sanırım

ben topladım 2 ay önce:

i5 3570k işlemci
4 gb kington ddr3 ram
2 gb 256 bit 7850 o.c sapphire ekran kartı
msi z77a g43 z77 anakart
asus dwd okuyucu
asus vs228h 21,5 inç monitör
xigmatek pure asgard black edition 600w kasa

diğer parçalarla beraber 1870 tl ye mal oldu. far cry 3, gta 4, hitman absolution... hepsini full ayarlarda kasmadan full hd oynadım. gayet memnunum bi sorun çıkarmadı.

kendinden önceki kelimeyle beraber mastar halinde bakın. anlamlıysa gelen ek yardımcı fiil ve kelimelerin bütünü birleşik fiil oluyor.

"sabah olmak" anlamsız. birleşik fiil değil, "olmak" burada tek başına fiil.
"malum olmak" anlamlı. birleşik fiil.

hocam "bugün yemekten sonra kötü oldum" dediğimizde "kötü olmak" anlamlı oluyor ama belli ki birleşik fiil değil? yanlış mıyım?

alakasız ama "yükleme haiz" değil "yüklemi haiz" olacak. "haiz", "havi" gibi kelimeler sahip olmak değil bulundurmak gibi bir anlamı haiz.

Etmek, eylemek, olmak vb. fiiller kullanılırken önceki kelimede herhangi bir ses olayı olursa (düşme,türeme gibi) kelimeler bitişik yazılır. Etmek misal, af etmek derken oraya bir f daha ekleriz affetmek olur. Ya da hissetmek. Kar etmek dersek herhangi bir olay yok, bitişik yazarız. Olmak; kayıp olmak-ı düşer- kaybolmak. Malum olmak olduğu gibi yazılır. Örnekler çoğaltılabilir.

@begimay: hocam bilgi için teşekkürler. yalnız bahsettiğiniz olay ses olayı. birleşik yazılır değil de, birleşik fiildir ya da değildir.

şöyle belki; dediğin ayrımı daha iyi yapabilmek için iki yeni cümle kuralım.
"(kiraz) fidan(ı) ağaç olacak."
"Fidan (beklemekten) ağaç olacak."

anlamdan çıkar gibi ancak. bizi ilgilendiren x'in olması mı ise, x'in olması bir anlam taşıyor ise birleşik fiil değildir gibi bir kural çıkarılabilir.

ikinci cümlede ağacın olması cümlenin anlamında bir karşılık bulmuyor.
senin ikinci cümlende malumun olması da.
keza ikrahın etmesi (ikrah etmek), kayıbın olması (kaybolmak), akılın vermesi (akıl vermek), üstündenin durması (üstünde durmak) anlamlı değil.
öte yandan sabahın olması, baharın gelmesi anlamlı.

Hiçbir yere koymuyoruz, siliyoruz?

bir daha lazım olur diye?

siliyoruz tabiki ne yapacaksın setupu? çok lazım olursa indirir kurarsın tekrar

Programlar çok sık güncelleniyor ama? Birkaç istisna dışında o programa ihtiyaç duyduğunuzda elinizdeki eski kurulumu kurmak yerine netten en güncel sürümünü indirmek daha mantıklıdır.

D sürücüsünde install diye klasör açtım, oraya dolduruyorum.

siliyorum niye saklayayım ki. tekrar lazım olursa güncel versiyonunu indirir kurarım zaten bir sürü yeni sürüm çıkmış olur neden eskimiş halini kurayım.

bir tek web tarayıcımın setup ı durur.O da bilgisayarımda internet explorer olmadıı için :D. Bazen chromu kaldırıp tekrar kurmak gerekebiliyor.Ben de genelde C de değil D de yedek klasöründe tutarım hep.

Harici diskimde "Kurulum" adlı bir klasör var. Şimdi baktım, 44.9 GB yer kaplıyormuş.

Kendim için gelecekte nasıl bir "setup"sızlık ve internetsizlik öngörüyorsam artık, silesim yok. Zaten bir şeyleri silebilmeye yeteneğim olsa harici disk koleksiyonum olmazdı zannımca =))

Bu arada klasörü de şu ve benzeri amaçlarla kullanıyorum; mesela 3dsMax 2014 indirip kurduğumda, klasördeki 2013 versiyonunun kurulumunu silip onu koyuyorum.

genelde siliyorum, zor bulunan bir şey ise ayrı bölüme(D) atıyorum.

taşınabilir diskim var. sırf windows 7 için 1213gb program/yazılım dosyam var.

hocam 2004 girişliyim. 2012 eylülünde ödemeye başladım. yani 9 sene kadar bu işleri takip ediyorum ve bildiğim kadarıyla faiz indirimi falan hiç yapılmadı. sadece birkaç sene önce borçluların borçları yapılandırıldı. o da ödemede kolaylık olsun diye. 2 senede borcunu kapatması gerekenler için ödeme süresi 4 yıla uzatıldı v.s bence hiç bekleme. ödeme imkanın varsa ödemeye başla yavaştan.

daha doğrusunu bilen varsa aydınlatsın.

@ya ben lan neyse,
yanlış hatırlamıyorsam 2009da faiz indirimi oldu. taksit sayısına göre %75'lere varan indirimler sağlandı.
yeniden yapılacağını çok sanmam. ama bu hükümetin işi belli de olmaz. sıcak para girsin diye yapabilirler de.

facebook uygulamarından oynayorum.

facebook

çok oynamam ama ara sıra mynet

fem

ygs için önce güvender ygs yi çöz sonra fem..lys için ise pi analitik ve güvenderi tavsiye ederim.

fem simetri

yaş kaç hacı? bana azim verdin.

lys kac icin derece? mesela mf icinse paslanma varsa matematik icin karekok---> fdd---> fem(tum kaynaklari) geometri icin birey a-------> final -----> fem siralariyla cozmeni tavsiye ederim. ilk 100 icin bunlarin her yayin icin en az 2 soru bankasi karma (illa bitmesine gerek yok) cozersen iyi olur. lys icin ygs gerektiginden turkce icin kitap okuyup gunde bir test paragraf cozmeni tavsiye ederim.
kolay gelsin :)

sorun emiş gücü ise, evet diyebilirsin, ama diğer özellikleri, motor kalitesi, garantisi, kullanım kolaylığı vb. özellikler birbirinden farklılaşmasını sağlar.. alacaksan su filtreli bir model düşün derim..

su filtreli modellerin ne gibi bir farkı var diğerlerinden? toz tutma açısında mı avantajlı?

elektrik süpürgesinin watt ının dışında hortumum uzunluğu, genişliği v.s de etki ediyor. su filtreliler daha az tozlu. ama su filtresi çok pisleniyor. sık sık temizlemek lazım. watt ı yüksek olan daha iyi emiş gücüne sahiptir denilebilir tabi.

Su filtresini her kullanımdan sonra dökmek lazım yoksa kokar. Torbanız ve susuz olanları tavsiye ederim.

genelde hortum uzunluğu hepsinde yaklaşık olarak aynıdır, emiş gücü üzerinde etkili olduğu için. torbalılar gözenekli yapıda olduğundan küçük parça tozları dışarı atarlar, su filtrelilerde toz suya yapışır, yapışmayanların çoğunluğu da hepa filtreye takılırlar. özet olarak; daha sağlıklıdır

kadıköy, üsküdar, sarıyer

yeni başlayan öğretmen için İstanbul bence iyi bir tercih değil.

neden değil? neresi olmalı peki?

bahçelievler, bakırköy, sarıyer +1, levent, beşiktaş, ortaköy, belki beylikdüzü ya da büyükçekmece ama istanbul'un merkezinde olmadıkları için, pek tavsiye etmem, genelde site düzeni ve hafiften yazlık yer havası olduğu için önerebilirim. anadolu yakasında göztepe, acıbadem, erenköy olabilir belki ama karşı tarafı çok da ayrıntılı bilmiyorum. bu arada ortaköy ve civarı sarıyer içinde falan da yer alıyor olabilir ilçe merkezi olarak. şişli-mecidiyeköy civarı cehennem gibidir, tavsiye etmem. nişantaşı olabilir. taksim'i de tavsiye etmem, tehlikeli olabilir istanbul'a yaşamak için ilk kez gelecekseniz. bu arada, seçimi nasıl yapacağınızı bilmediğim için, böyle yazdım, eğer ilçeler baz alınarak seçecekseniz, daha genel bir seçim olacağından, tek başına kadın ya da erkek yaşamanın zor olduğu bir yere de denk gelebilir. mesela atıyorum, bahçelievler ilçe olarak seçilecekse, şirinevler de dahil olabilir buna, bahçelievler merkez de, ömür civarı da. şirinevler'e gitmeyin mesela. bu arada ataköy, yeşilköy, yeşilyurt, florya da çok güzeldir, ama kiralar pahalıdır. aynı pahalılık ve güzellik etiler, bebek civarı için de geçerli.

istanbul şundan dolayı zordur: hayat çok pahalı cidden. ben bir senedir ailemden ayrı olarak özel bir üniversitede çalışıyorum, kira ve faturaları okul ödemesine rağmen, elime geçen para yol ve yemekle bitiyor, ki kira ve fatura parasını elden alan arkadaşlarım da var -okulun ödemesi durumunda, okulun seçtiği evlerde yaşamak zorundasınız, öbür türlü kendi seçtiğiniz yerde yaşayabiliyorsunuz- parayı elden alan arkadaşlarım hiç geçinemiyorlar, ki iki kişi-üç kişi ev arkadaşıyla yaşayan ya da evli/sevgisili-nişanlısı ile yaşayanlarda eve bir kaç maaş girmesine rağmen zorlanıyorlar. bir de, istanbul'da hangi semtte olursanız olun, kapınızı sıkıca bir kaç kere kilitleyip yatarsınız, hangi katta oturuyor olursanız olun, camlara alarm ya da demir taktırırsınız, yani güvenlik çoğu şehre göre çok çok azdır. evet, büyük şehirler çoğu zaman pahalı ve güvenliksizdir zaten, ama istanbul aralarında en öne çıkıyor genelde. eğer küçük şehirde yaşamaya ve çalışmaya alıştıysanız, burayı tercih etmeyin, derim. ben ciddi ciddi küçük şehirdeki bir üniversiteye gitmeyi düşünüyorum buradaki işim bitince. ama burası sizi çekiyorsa ona da bir şey diyemem tabi, ben de hala buradayım sonuçta :)

teşekkür ederim. peki beylikdüzü yazılabilir mi?

göztepe, acıbadem, erenköy, nişantaşı +1 fakat kiralar biraz (örtmen maaşı için oldukça) yüksektir.

beylikdüzü tavsiye edilmez. neden? ulaşım zor, hayat yok. beylikdüzünde yaşayacaksan neden ist.a gelesin? strese, masrafa değmez. ayrıca geçmişi çok uzak olmadığı için bir semt kültürü yok; ipsiz sapsız çok insan var.

beylikdüzü çok geniş bir ilçe, belli bir kısmı güzel, ama bazı yerleri hala gelişmekte olan yerler, oraya da denk gelebilirsin. orada ev fiyatları biraz daha düşük oluyor, site içi evler de güvenli ve güzeldir, ancak senin okulunun denk geleceği yerleri bilemiyorum, dediğim gibi geniş bir ilçe olduğu için, okulunla evinin arası uzak da kalabilir -gerçi ne kadar uzak kalacak ki? o da var. sonuçta istanbul'da herhangi iki nokta arası trafik ya da olağanüstü hallerin çokluğu yüzünden bir kaç saate kadar çıkabilir :) - o yüzden orayı yazman riskli de olabilir. mesela beylikdüzü'nden öncesi avcılar'dır, kesinlikle yazma, beylikdüzü'nün karşısı esenyurt'tur, gene kesinlikle yazma. küçükçekmece'yi de yazma, sefaköy'ü de yazma mesela.

ayrıca gözüne ayrı olarak çarparsa, bağcılar, yeni bosna, güneşli, ikitelli kesinlikle yazma. haznedar, güngören, merter olabilirdi ama kötü yerine denk gelme ihtimalin çok yüksek, bazı sokaklar ekvator gibi: altı şeriat, üstü medeniyet. zeytinburnu gene yazma -bakırköy'ün içinde olabilir, dikkat et- fındıkzade, aksaray, beyazıt kesinlikle yazma -beyazıt'ta istanbul üni. var tabi, oraya da öğrenciler, hocalar gidiyor mesela, ama beyazıtta bir okula gidip gelmek için fındıkzade vs.'de oturmak durumunda kalabilirsin mesela. ne bileyim, sirkeci-bakırköy arasını hiç yazma mesela, sahil kesimine denk geliyor, samatya, cankurtaran falan var, oraları yazma. aklıma gelenler bunlar.

beylikdüzü işte dediğim gibi geniş bir yer. akrabalarım ve tanıdıklarımdan oturan çok orada, ama hep site içi yerlerde oturuyorlar. son zamanlarda ayrı bir ülke gibi oldu, çok değişti ve gelişti, ama misal gürpınar'da okulun olsa, sen de sitelerde kalıyor olsan, siteler güvenli ama okulda mutlu olabilecek misin? ona bir şey diyemem misal. öğrencilerinin geldiği yer de önemli. ha ben "çalıkuşu in da istanbul" falan takılırım diyorsan, istanbul'da çok fazla kötü durumda okul var, gecekondu mahallelerinde, hacıhüsrev'de -sakın gitme, sakın!- dolapdere'dir, kağıthane'dir vs., ama ona varana kadar doğuda bir sürü yer var, hem de öğrencileri daha düzgün olan, oraya giderdin zaten.

fındıkzade o kadar da berbat değil yaa abartmayın :D

ilk atama olduğu için büyük ihrimalle Sultanbeyli, sultangazi, tuzla gibi yerlere gideceksin. 12 yaşındaki çocuk akşam evlere hırsızlığa gidip sabah derse gelecek, okullarda uyuşturucu, sigara, hap kullanan bir sürü öğrenciyle karşılaşacaksın. bir de bayan için zorluk katlanacak... hele bir de liseyse aman aman.

doğuya gidersen hem yüksek puan alacaksın, hem insanından, öğrencisinden daha çok saygı göreceksin.

hem artık doğu Anadolu da neredeyse her şehirde havaalanı var. en uzak şehirden istanbul a 2 saatte varırsın.